İlk ‘randevu’ korkusu: Faturayı kim ödeyecek?
Kartal Tibet’in yönettiği 1978 yapımı Sultan sinemasından bir sahneyi hatırlayalım. Başrollerde yer alan Türkan Şoray ve Bulut Aras, evlenmek üzere olan bir çifttir. Düğün sürecini tamamladıktan sonra şehir merkezindeki bir tatlıcının önünden geçerler ve vitrine bakıp içeri girmeye karar verirler. Bu, çiftin mahallelerinin dışındaki ilk buluşması. Biri minibüs şoförü ve obur temizlikçi olan karakterlerimiz tatlılarını yerken hayatın zorluklarından ve gelecek planlarından bahsediyor. Fatura masaya gelmeden önce sahne kesilir. Sanki hesap geldiğinde yüzleri asılacakmış gibi, dışarıda iki tatlı yediklerine pişman olacaklar mıydı?
Türkiye’de artan maliyetler ve enflasyon, Türk sinemalarında olduğu gibi buluşma anlarını tehlikeye attı. Cebindeki parayı düşünmeden biriyle tanışmak artık mümkün değil. Özellikle ilk buluşmalarda heyecan yerini gerginliğe bırakmıştır. Herkesin aklında tek bir soru var: Hesap ne kadar gelecek?
DIŞARIDA YEMEK KİŞİ BAŞI 138 LİRA OLDU
Advantageix.com alışveriş sitesinin kullanıcıları arasında yaptığı ankete göre flörtün maliyeti 4 bin lirayı geçti. Aralık 2022’de yapılan ankete yaşları 27 ile 25 arasında bin kullanıcı katıldı. Buna göre kullanıcıların yüzde 20’si erkeklerin ilk ay dışındaki toplantılarda fatura ödediğini belirtirken, yüzde 75’i ödemelerin erkekler tarafından yapıldığını bildirdi. ‘Alman usulü’ yapılmıştır.
İTO (İstanbul Ticaret Odası) tarafından açıklanan bir başka araştırma da hesabın neden ‘Alman yöntemine’ döndüğünü ortaya çıkardı. Buna göre, 2022 Haziran ayında dışarıda yemek yeme maliyeti 72 lira iken bu rakam, 2023 Haziran ayında yüzde 91,6 artışla 138 liraya yükseldi.
İstanbul’da yaşayan bekar ve özel bir şirkette çalışan bekarlara artan maliyetler nedeniyle flört alışkanlıklarının değişip değişmediğini sorduk. Çabuk hepsi ilk görüşmede masaya gelecek hesap konusunda gergin olduklarını söylediler.
“PARA OLMADAN DUYGULARI DÜŞÜNEMİYORUZ”
Zeynep / 36 yaşında, bir organizasyon şirketinde çalışıyor
Garip bir duygusal erozyon yaşadığımız bir dönemde, kimsenin kimseyle akraba olmak istemediği ya da kimseyle akraba olmak istememenin havalı göründüğü bir dönemin ortasında, ağır bir ekonomik kriz yerleşmiştir. garip bir yol Çalışma hayatı çok kuvvetlidir, ekmek aslanın ağzında değil midesindedir. Bu durum insanların çok fazla güç ve zamanını almaktadır. Kalan sürede herkesin aşk, aile, ortaklık gibi kavramlarla ilgili büyük bir sorunu olduğunu varsayıyorum. Bahsettiğim ilişkilerin erozyonunun ortasında yaşanan ekonomik kriz, insanları da bir tuhaf ‘hesap makineleri’ haline getirdi. Bir şey hissetmek için önce banka hesabınıza bakmalısınız. Temel şartlarda bahsettiğim gibi bir kahvenin yanında tatlı şeklinde iki kişinin ödediği para 250-300 lira civarında. Kimse birbirine bir şey satın almak istemez. Aslında istemiyor ama artık yapamıyor.
Diyelim ki biriyle tanıştınız ve ilk randevunuz çok iyi geçti. İkinci buluşma için maaşının veya telif ücretlerinin ödenmesini bekleme durumu vardır. Bence bu durumlar her şeyi plastikleştiriyor. ‘Evde yiyelim üstüne bir şeyler içelim, daha ucuza gelir’ diye bir hesap hali var. Diyelim ki bir randevuya çıktınız ama bütün gece sohbete eşlik eden bir fikirle kendinizi buldunuz: Fatura ne kadar gelecek? Bu, duyguların özgürce yaşamasını engelleyen bir şeydir. Bu kadar objektif ve materyalist olmak eskiden insanların bir kişilik özelliği olarak görülüyordu. Artık hiçbirimiz parayı düşünmeden duyguları düşünemiyoruz ve parayı düşünmeden bir randevuya gitmeyi düşünemiyoruz.
Yıllar önce maddi sıkıntılar yaşadığım dönemler oldu ama ilk düşündüğüm şey para olmadı. Eskiden insanların birbirine mali yönden idare etmesi veya ‘bu benden’ demesi insana yük hissettirmezdi. Şimdi, ister flört ediyor olun, ister çıkıyor olun, günün sonunda hesap masaya geldiğinde herkes birbirine bakar. Asgari bir randevu maliyeti bireylerin ekonomisine yük olmamalıdır. Bu sürecin bireyleri normalden daha hızlı bir şekilde birlikte yaşamaya veya evliliğe yönlendireceğini düşünüyorum. Bu normalde hoş ve arzu edilen bir şey ama masrafları paylaşmak adına yapıldığında ilişkinin normal süreçlerini baltalayan bir duruma dönüşüyor. Bağlantılar, maddi ve cinsel çıkarların bir arada bulunmasına itilir ve böylece makineleşir. Önümüzdeki dönemde bağcılık adına böyle bir tehlike görüyorum.
‘İKİNCİ RANDEVAYI UYGUN OLDUĞU İÇİN EVDE YAPIYORUM’
Duygu / 25 yaşında, proje yöneticisi olarak çalışıyor
Randevu uygulamaları kullanıyorum ve ayda 3-4 kez randevuya çıkıyorum. Çıktığım kişi çok ilgilenmiyorsa ama ben tekrar görüşmek istiyorsam paradan ve zamandan tasarruf etmek için kahve ikram ederim. Ama sohbet için daha uygun olacağını düşündüğüm kişilere alkollü bir şeyler içmelerini öneriyorum. Elbette bu süreç karşılıklıdır. Talebim uygun görülürse bu şekilde yapılır.
Randevu sırasında ‘hesap çok olur’ diyerek gerilebiliyorum. Ekonomiden herkes eşit derecede muzdarip olduğundan ve benim gelir durumum örneğin çıktığım kişilerle aynı olduğundan, genellikle ‘kayışlı’ bir randevum olur. Son dönemlerde fark ettiğim bir şey; Bir mekanda içerken alkol miktarına dikkat etmek, belli bir sayıda durmak… İlk buluşmalarda kokteyl içmeyi çok severdim. Bunu artık yapamam; Ya da çok daha özel durumlar olmasını tercih ederim. Herkesin benim gibi dertli olduğunu fark ettiğim için hesap telaşından zamanla kurtulmaya başladım.
Flört alışkanlıklarım maliyetler nedeniyle değişti. Mesela çoğu zaman bir yere gittiğimizde karşı taraf hesabımı ödemeye çalışırdı. Hesabın tamamını karşı dava olarak öderim. Artık bu davranışı gerçekleştiremiyorum. Bu yüzden yarısını ödemeyi teklif ediyorum. İlk randevum iyi geçtiyse ve ikincisini istiyorsam, daha uygun olduğu için ikinci randevuyu rezidansta geçirmeyi teklif ediyorum.
‘EKONOMİK GELENEKLER BİRİLERİYLE GÖRÜŞMEYİ, İLİŞKİ VE HAYAL KURMAYI ÖNLER’
Elif / 34 yaşında, yayıncılık bölümünde çalışıyor
Yaklaşık 5 yıldır flört uygulamalarını kullanıyorum. Önceden daha sık randevuya giderdim ama bugünlerde canım istemiyor. Sanırım önceden hayata karşı daha heyecanlıydım. Şu anda ayda 2-3 kişiyle görüşüyorum. İlk defa biriyle tanışacaksam dışarıda buluşmayı tercih ederim. Toplum içindeki davranışlarına bakarak nasıl bir insan olduğunu anlamaya çalışırım. Genellikle kahve ikram edilir ama ben çok fazla istemiyorum. Bu yüzden alkollü mekanlarda buluşmayı öneriyorum. Bu sayede gerginliğim ve varsa gerginliğim bir nebze olsun azalıyor ve sohbet daha rahat akıyor gibi görünüyor.
Randevu bitiminde doğru hesap sorma zamanı geldiğinde ben de geriliyorum. Daha önce bir kişinin hesabını ödediği günlerden, hesabın yarı yarıya ödendiği günlere geldik. Her zaman böyle olmuyor tabi ama çoğunlukla böyle oluyor.
Maliyetler nedeniyle flört alışkanlıklarım değişti. Mesela ‘Parkta buluşalım’ diyebilirim. Aslında ilk buluşma için pek tercih ettiğim bir şey değil. Arkadaşlarımla parkta vakit geçirmeyi seviyorum. Parkı ikinci veya üçüncü buluşmada önerebilirim ama şimdi ilk buluşmada da yapıyorum. Bir yerdeysek ne içtiğimi sayarım. Bütçemi aşmamaya çalışıyorum.
‘Faturaları nasıl ödeyeceğim, kiralar ne kadar olacak, yeni zamlar gelince ne yapacağız’ diye düşünürken birileriyle tanışmanın heyecanını yaşamıyorum açıkçası. Ekonomik durum biriyle tanışmayı, ilişki kurmayı ve hayal kurmayı engelliyor.
”YEMEK İÇİN’ KAVRAMININ ÜZERİNDEN GEÇİŞTEN KAÇINILACAK’
Ahmet / 35 yaşında, teknoloji sektöründe çalışıyor
Ayda 4-5 kişiyle görüşüyorum, bunun için çoğunlukla cep telefonu uygulamalarını kullanıyorum. Sosyal hayat kısıtlı, iş hayatı ağır aslında bu uygulamalar birileriyle tanışmanın en hızlı yollarından biri o yüzden kullanıyorum. Randevu için herhangi bir kriterim yok. Genelde yer ya da etkinlik seçimini hanımefendiye bırakırım. Birden fazla seçenek sunuyorum, neyi sevdiklerine birlikte karar veriyoruz. Hurma insanları maddi olarak yorduğu için ‘içilecek bir şeye’ dönüştü. Artık yiyecek pek bir şey yok.
Tabii insanlar ‘daha iyi yiyelim, daha iyi bir yere gidelim’ gibi şeyler istiyor. Bunu sadece tarih için değil, kendiniz için de sorabilirsiniz. Onlardan vazgeçiyorsun. Daha ‘perişan’ yerlere gitmeye başlıyorsunuz. Örneğin iki bira içecekseniz daha da kötüleştirirsiniz, sohbet hoşsa içme suratınızı yavaşlatır ve bunu zamana yaymaya çalışırsınız.
Eskiden tüm faturaları öderdim ama şimdi ödeyemiyorum. Bunu yaparsam, bütçemde büyük bir boşluk olacak. Aslında herkes emsal bir durumda olduğuna göre kim kimseyi maddi olarak yormamaya çalışıyor. Bu benim son dönem gözlemim.
Ay başı ve ay sonu şeklinde keskin ayrımlar vardır. Tamam, para konusunda hiç bu kadar rahat olmamıştım ama en azından daha önce maaşımla geçinip birkaç şeyi köşeye atabiliyorum. Şimdi maaşım ayın 20’sinde bitiyor. Dolayısıyla bu durum sizi daha çok konuta çekiyor. Evde yemeye, içmeye, evde sosyalleşmeye başlıyorsunuz. İlk görüşmede daha uygun fiyatlı olsun diye onu da konuta davet ettim. Bunu cinselliğe davet olarak algılayıp geri adım atanlar oldu, evde birlikte çok keyifli vakit geçirdiğim kişiler de oldu. Bu bir güven meselesi.
Mesela ayda bir kez bir restoran belirleyip gidip oradaki yemekleri ve atmosferi deneyimliyorum. Bunu yapmayı seviyorum ama ekonomik koşullar nedeniyle bunu en son 4 ay önce yaptım. Tanışacağım kişiyle mekan keşif etkinliği yapmak, onunla ortak bir deneyim yaşamak isterim ama yapamam. Bu gidişle ‘akşam yemeğine çıkmak’ kavramı ortadan kalkacak.
‘FİZİKSEL VEYA CİNSEL ŞİDDET RİSKİ ARTIYOR’
Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Anıl Özge Üstünel, flört alışkanlıklarını maliyet nedeniyle değiştirmenin bazı risklerinden bahsetti. Daha ekonomik olması için yurtta yapılan ilk randevuların özellikle kadınların güvenliği ile ilgili riskler taşıdığını belirtti. Üstünel, daha önce kadına yönelik şiddet araştırmasından bir örnekle, “Araştırmamıza katılan kadınlar, kadına yönelik şiddetin yeterince ciddiye alınmadığını düşünüyor. Polise güvensizlik olduğu ortada. Devlet bunu sağlayamadığı zaman, ‘kendini koruma’ misyonu ne yazık ki sadece kadınlara düşüyor.Tabii ki bu bireysel bir sorumluluk değil ama yaşadığımız ortamda bu böyle yaşanıyor.Kadınların çok nüanslı ve detaylı bir güvenlik oluşturduğunu görüyoruz. Bunu gizlemek, biriyle buluşacağı zaman aile ve arkadaşlarına mutlaka haber vermek, yardım istediğinde müdahale etmeye hazır olmalarını istemek gibi tedbirler var.
Evde buluşmak iki şekilde risk oluşturuyor; birincisi fiziksel ve cinsel şiddet riskidir. İkincisi, bu görüşme kadının konutunda gerçekleşirse, konuta gelen erkek kadının nerede yaşadığını öğrenir; Ayrılmak istemesi ya da bir daha görüşmek istememesi durumunda o adam ısrarla onu takip etme davranışı gösterebilir. Bunların yanı sıra araştırmamıza katılan birçok kadın da flört uygulamalarını kullanma konusunda birçok eğlenceli ve tatmin edici deneyimden bahsetti. Ne yazık ki kişisel bir sorumluluk olmamakla birlikte bu riskleri göz önünde bulundurarak ve hesaplayarak hareket etmek kişilerin elindedir. Bu çok kararsız bir deneyim.”
“GÜÇ UYGULAMASI ARKADAŞ ŞİDDETİNİN OLUŞUMUNDAKİ EN TEMEL FAKTÖRLERDEN BİRİDİR”
Üstünel’e flört deneyimi sırasında maddi açıdan avantajlı olan kişinin diğer kişiyi taciz etmeye yakın olup olmadığını sorduk. Üstünel, flört ilgilerinde cinsiyete dayalı rollerin ve güç ilişkilerinin oldukça belirgin olduğunun altını çizdi. Mali durumu fazla olan tarafın karşı taraftan taviz vermesini isteyebileceğini ifade eden Akıncı, “Özellikle ağır hesaplar ödemek, ortaklar arasındaki ekonomik güç farkını vurgulayan bir şey olabilir. Tekrarlayan bir davranışta güç eşitliğini sağlamak zorlaşır. Mali gücü olan taraf, ‘maddi yatırım’ karşılığında ortaktan çeşitli tavizler vermesini istemeye hak kazanmaya başlayabilir.Bu durum karşı tarafın kendini borçlu veya baskı altında hissetmesine, savunmakta güçlük çekmesine neden olabilir Flört şiddetinin oluşmasındaki en temel etkenlerden biri de güç dengesizliğidir.Maddi üstünlük de bu dengesizliğin sebeplerinden biridir. güçlü-zayıf, kontrol eden-bir olan gibi roller.Maddi kaynaklar üstünlük sağlama aracı olarak kullanılmayabilir.Ancak ne yazık ki bir kez daha ekonomik yeterlilik erkekliğin inşasında kurucu bir unsur olduğu için pekiştirilmektedir. önemlilik ve otoritenin ortasında. bir bağlantı var. Bu flört ilişkilerine de yansıyabilir.”
Editörün Notu: Kişilerin isteği üzerine isimler değiştirilmiştir.